‘Gemici kağıdımı hazırlamıştım’
Güven Kıraç ve Yüksel Aksu ile önceki gün Eşref Kolçak anısına düzenlenen Gemlik Film Festivali kapsamında söyleşi gerçekleştiren Erkan Can, konservatuara girmeden önce doğduğu Bursa’da birçok iş yaptığını dile getirdi. Oyuncu, “Eğer tiyatrocu olmasaydım, konservatuarı kazanamasaydım, gemici kağıdımı hazırlatmıştım. Gemici olup, gidecektim ama son trene yetiştik ve konservatuvara girdim” dedi
Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan öncülüğünde, Eşref Kolçak anısına düzenlenen Gemlik Film Festivali’nin üçüncü gününde Erkan Can, Güven Kıraç ve Yüksel Aksu Zeytindalı Meydanı’nda Gemliklilerle buluştu.
Etkinlik alanını dolduran yüzlerce katılımcının oluşturduğu kalabalık; Erkan Can, Güven Kıraç ve Yüksel Aksu’ya büyük ilgi gösterdi.
Ebru Şahin moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşiye Eşref Kolçak’ı anarak başlayan konuklar, “Eşref Kolçak anısına böyle bir festivalin yapılması gurur verici. Biz de burada olmaktan ve bu festivalin parçası olmaktan dolayı çok mutluyuz.” dedi.
Dijital platformlarla ilgili gelen soru üzerine Erkan Can, “Dijital çağındayız. Yeni dijital duruma kendimi uydurmaya çalışıyorum. Akıl erdirmeye çalışıyorum. Orayı iyi öğrenip, iyi yapmamız lazım. Sinema, yerini yine orada bulacak, her zaman bulmuştur. Her şey çok hızlı gidiyor fakat biz yine film çekmeye, yine tiyatro yapmaya devam edeceğiz. Yine böyle topluluklarla olacağız.” şeklinde konuştu.
Yüksel Aksu ise, “Sinemaya bir şey olmaz. Sinema bir toplaşmadır, sosyalleşmedir, beraber olmadır. Buradaki, sinemadaki kalabalığın tadını dijital platformlar verebilir mi bilemeyiz. Birbirlerine rakip oldukları için değil bu. O taraftan bir içerik bombardımanı altındayız.” ifadelerini kullandı.
Ünlü oyuncu Güven Kıraç ise, “Özellikle pandemi dönemi sinemaya sekte vurdu. İleriye dönük daha da sekte vuracağı düşüncesindeyim. Sinema salonları bence tek tük, niş kalacak belki de ileride. Sinema, topluca seyredilmekten çoktan uzaklaşmış olacak belki de… Sinema salonu da belki artık bir fantezi haline dönüşüp ‘Sinema salonunda seyredelim bu akşam da…’ gibi bir yere gelir diye düşünüyorum. Dijitalizm, biraz insanları yalnızlaştıran ve tekleştiren bir şey. Dijital barbarlık çağını yaşıyoruz şu anda diye düşünüyorum. Tiyatro bundan etkilenmez. Tiyatro, kan kaybetti denildiği zaman bile küllerinden doğdu. Tiyatro canlı bir şey. Bir ara pandemide evde tiyatrolar izlendi, yapıldı ama bakıldı ki ne oynayan tat alıyor, ne seyreden… Tiyatro, on binlerce yıldır var ve on binlerce yıldır da olmaya devam eder.” diye konuştu.
Yönettiği filmlerle hüzün ve mizahı birleştirerek, seyirciyi hikayesine ortak eden Yüksel Aksu, yaptığı filmlerle ilgili samimi açıklamalarda bulundu.
Aksu, “Kasabamı, memleketimi, bölgemi, ülkemi, coğrafyamı, dünyayı, hayatı çok seven bir insanım. Türk Sineması bugüne kadar Anadolu’yu bir dekor gibi görürken ben MR’ını çektiğimi düşünüyorum, içine girdim. Benim sinemamda, güzel evler, güzel kahveler, dereler olduğu kadar mutfaktaki sinek, pas, kir, gündelik yaşamdan izler de var. Bu açıdan, beni biraz beni ayrıcalıklı hale getiren şeylerden birisi olduğunu düşünüyorum. Kuramsal olarak yerelliği savunuyorum ama yerelci değilim.” dedi.
Yüksel Aksu Türkiye’nin coğrafyasını, ışığını ve atmosferini, dünyasını çok sevdiğini belirtti ve, “Bu coğrafya bana huzurlu ve sığınaklı geliyor, nane ferahlığı getiriyor bana.” şeklinde konuştu.
Sinemayla ilgili çok hayali olduğunu ifade eden yönetmen, “Çok hayalim var. İki bin yıl doluyum ama en çok arzu ettiğim şey, Homeros’u yapmak istiyorum. Ege kıyılarından Çanakkale’ye kadar, bir dijital platformda Homeros yapmak istiyorum. Kendi coğrafyamda kendim anlatmak istiyorum bunu. En büyük hayalim bu, bizim taraftan bakasım var.” ifadelerini kullandı.
Birlikte sinema ve dizilerde de rol alan ve devam eden bir gezi programına imza atan Güven Kıraç ve Erkan Can’a, tekrar bir dizi, sinema ya da tiyatroda buluşmaları konusunda sorulan soruya Güven Kıraç, “Erkan ile değişik senaryolar çalıştık pandemide. Birlikte oynamayı planladığımız tiyatro oyunları var.” karşılığını verdi.
Erkan Can ise, “Kafamızda, hikayelerimiz ve projelerimizle dolaşıyor, onlarla yatıp kalkıyoruz. Tezgahta o kadar çok iş var ki.” dedi. İkili, gezi programlarının ekim ayında yeni rotalarla devam edeceğinin müjdesini verdi.
Konservatuara girmeden önce, doğduğu Bursa’da birçok iş yaptığını söyleyen Erkan Can, “16 yaşında tiyatroya başladım, başka da bir iş bilmiyorum ama tiyatroya başladığımda ve ondan öncesinde, Bursa’da bir sürü işin çıraklığını yaptım. Kaportacı, torna, döküm, ayakkabı imalatı sahlep ve turşu sattım. Eğer tiyatrocu olmasaydım, konservatuarı kazanamasaydım, gemici kağıdımı hazırlatmıştım. Gemici olup, gidecektim ama son trene yetiştik ve konservatuvara girdim.” şeklinde konuştu.
Güven Kıraç ise oyunculuktan başka bir şey düşünmediğini söyleyerek, “Her şeyi yapabilmeme imkan tanıdığı için oyunculuk mesleğinden başka bir meslek düşünmedim. Oyuncu olunca her şeyi küçük küçük yapar gibi oluyorsun. Ayrı ayrı, kısa süreli de olsa ve küçük de olsa onları deneyimleme şansı veriyor bu meslek.” dedi.
Söyleşi; Gemlik Belediyesi Kültür İşleri Müdürü Bukle Erman’ın Erkan Can, Güven Kıraç ve Yüksel Aksu’ya hediye takdimi ve Gemlik’in sembollerinden zeytin fidanını takdim etmesiyle sona erdi.
Ünlü isimlerin ayakta alkışlanarak uğurlanmasının ardından etkinlik, “Anlat İstanbul” filminin gösterimiyle devam etti.
Fotoğraflar: İHA, AA