Erdem Topuz : oyunu ilk okuduğum an, ölüm ile yaşam arasında kurulan köprülerin çizgilerini hissettim. Bu kendi evrenim ile ben arasında gerilmiş bir ip gibi titreşen bir şeydi .
Mezarcı oyununu kendi duygu evrenime aktarmak için çok çalıştım. Mezarlıklara gittim. Elindeki oyun senaryosu ile birlikte günümün 7 – 8 saatini mezarlıklarda geçirdim. Oradaki dünyayı ve mezarcıları gözlemlemekti ilk amacım. Sonra onlarla uzun uzun sohbetler edip tüm zamanımı onlarla geçirdiğim bir duygu durumu oldu mezarcı.
Yaşamdan ölüme ve ölümden yaşama baktığım o yere ; yani mezarcının beni götürdüğü o evrene gitme şansım oldu bu mezarlık ziyaretleri. Bir kasabanın mezarlığının mezarcısının gözünden aynı zamanda ve aynı yerde ölüme ve yaşama bakmayı deneyimlediğim zamanlar bütünü oldu bu ziyaretler.