Cüneyt Arkın’ın ilk eşi Güler Mocan hayatı
Yeşilçam’ın usta ismi Cüneyt Arkın hayata gözlerini yumdu. Ünlü sanatçının vefat haberinin ardından ilk eşi doktor Güler Mocan’ın hayatı gündeme geldi. Ruh ve sinir Hastalıkları Uzmanı olan Güler Mocan 1964 yılında Cüneyt Arkın ile nikah masasına oturdu. İşte, Cüneyt Arkın’ın ilk eşi Güler Mocan’ın hayatı…
Ünlü Türk sinema oyuncusu Cüneyt Arkın tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Gerçek adı Fahrettin Cüreklibakır olan Yeşilçam'ın usta isminin ölüm haberinin ardından ilk eşi Güler Mocan'ın hayatı gündeme geldi. Yeşilçam'ın usta sanatçısı Cüneyt Arkın'ın uzun yıllardır görüşmesdiği kızı Filiz'in annesi Güler Mocan hakkında araştırmalar hız kazandı. İşte, Cüneyt Arkın'ın ilk eşi Güler Mocan'ın hayatı...
GÜLER MOCAN KİMDİR?
80'li yaşlarında olan Güler Mocan Denizli'de dünyaya geldi. 1975 yılında Erenköy Kız Lisesi'nde eğitimini tamalayarak İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu.
İstanbul Üniversitesi'nde uzmanlığını yapan Mocan, Psikiyatri bölümüne yoğunluk veren Cüneyt Arkın'ın ilk eşi Güler Mocan Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanlığı yapmaktadır.
GÜLER MOCAN'IN EVLİLİĞİ
Güler Mocan, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde sınıf arkadaşı olan Cüneyt Arkın ile 1964 yılında dünya evine girdi. Cüneyt Arkın ve Güler Mocan'ın Filiz adında bir kız çocukları bulunuyor.
CÜNEYT ARKIN KİMDİR?
Cüneyt Arkın, 1937 yılında doğdu. Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır olan sanatçı, Eskişehir'in bir köyünde doğdu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı. 1963 yılında "Artist" dergisinin düzenlediği sinema artisti yarışmasına girdi ve birincilik aldı. Kariyerindeki dönüm noktası 1963'te askerliğini yaparken 1. Hava Jet Üssü'nde yönetmen Halit Refiğ ile tanışması oldu. Askerlik bitince, 1964'te Halit Refiğ'in "Gurbet kuşları" filmiyle sinemaya adım attı.
1964 yılında oynadığı "Gurbet Kuşları" filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın'ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi. Bu dönemde İstanbul'a gelen Medrano Sirki'nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini "Malkoçoğlu" ve "Battalgazi" serilerinde beyaz perdeye aktararak Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi. Özellikle Maden (1978) ve Vatandaş Rıza (1979) filmleri, Cüneyt Arkın'ın kariyerinde özel bir yer kaplar. Yönetmenliğini Çetin İnanç'ın yaptığı 1982 tarihli "Dünyayı Kurtaran Adam" zamanla bir kült film hâline geldi. 1980'li yıllarda "Ölüm Savaşçısı", "Kavga", "Sürgündeki Adam" ve "İki Başlı Dev" gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990'lı yıllarda da polisiye dizilere yöneldi.